Murat KARKUCAK1, Erhan ÇAPKIN1, Abdulkadir KİRİŞ2, Mürsel ŞAHİN2, Ayşegül KÜÇÜKALİ TÜRKYILMAZ4, Adem KARACA1, Ferhat GÖKMEN1, Ahmet AYAR3

1Department of Physical Medicine and Rehabilitation, Medical Faculty of Karadeniz Technical University, Trabzon, Turkey
2Department of Cardiology, Medical Faculty of Karadeniz Technical University, Trabzon, Turkey
3Department of Physiology, Medical Faculty of Karadeniz Technical University, Trabzon, Turkey
4Department of Physical Medicine and Rehabilitation, Medical Faculty of Recep Tayyip Erdoğan University, Rize, Turkey

Anahtar Kelimeler: Ankilozan spondilit, anti-tümör nekroz faktör-alfa, arteriyel sertlik, nabız dalga hızı

Özet

Amaç: Bu prospektif klinik çalışma ankilozan spondilit'de damar sertliği üzerine anti-tümör nekroz faktör-alfa (TNF-α) tedavisinin uzun dönemde etkinliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Hastalar ve yöntemler: Toplam 28 aktif ankilozan spondilit hastası (21 erkek, 7 kadın; ort. yaş 33.5±9.5 yıl; dağılım 20-52 yıl) çalışmaya alındı. Hastaların biyolojik tedavi başlangıcından önceki değerleri ve orta dönem (24. hafta) değerlendirilmesi rapor edildi. İleri değerlendirme için başlangıç raporları bulunan hastalarla anti-TNF-α tedavisinden sonraki ikinci yılda iletişime geçildi ve arteriyel sertlikleri nabız dalga hızı ile değerlendirildi.
Bulgular: Anti-tümör nekroz faktör-alfa tedavisinden iki yıl sonra, hastaların semptomlarında ve klinik aktivite parametrelerini değerlendiren Bath Ankilozan Spondilit Hastalık Aktivite İndeksi skoru (4.9±0.9, 1.9±0.5 ve 1.8±0.9, p=0.0001), eritrosit sedimentasyon hızı (35.5±23.1 mm/h, 13.8±9.2 mm/h ve 25.0±17.9 mm/h, p=0.0001) ve C-reaktif proteinde (2.1±1.6 ng/dl, 0.4±0.3 ng/dl ve 0.6±0.9 ng/dl p=0.0001) anlamlı düzelmeler olmasına rağmen, arteriyel sertlik parametrelerinde (7.9±1.3 metre/saniye, 7.7±1.3 metre/saniye ve 8.3±1.1 metre/saniye, p=0.620) anlamlı değişiklik gözlemlenmedi.
Sonuç: Önceki 24 haftalık değerlendirmeyle uyumlu olarak, ikinci yıldaki takip sonuçları anti-TNF-α tedavisinin ankilozan spondilitli hastalarda arteriyel sertliği düzeltmediğini gösterdi.